Herkese merhaba!
Son zamanlardaki yazılarımın çoğu Magadan-Moskova rotasındaki büyük yolculuğumuzla ilgili olsa da (keşif gezimize dair 1800’den fazla inanılmaz fotoğrafı – aşırı pozitif ruh halinden bahsetmiyorum bile – yoksa sizle nasıl paylaşabilirdim?), ofise döneli birkaç hafta oldu bile. Moskova’daki iş günleri yine hareketli bir tempoda ve elbette çoğunlukla çevrimiçi toplantılarla, müzakerelerle, konferanslarla ve röportajlarla geçiyor. Her şey tıpkı yılı 2020 ortalarındaki kötü COVID günlerinde olduğu gibi.
Daha geçen hafta, Vietnam, Endonezya, Malezya ve Avustralya’dan üst düzey konuşmacıların hükümetler ve işletmelerin günümüzde siber alanda karşı karşıya olduğu en çok sıkıntı veren konuları ayrıntılarıyla ele aldığı Asya-Pasifik Bölgesi (Çevrimiçi) Politikaları Forumu’nu düzenledik. Ele alınan diğer konular arasında siber güvenlik alanında eğitime duyulan büyük ihtiyaç, coğrafik bölgelerin kendi arasındaki ile özel ve kamu sektörleri arasındaki işbirliği ihtiyacı yer aldı.
Vietnam Bilgi ve İletişim Bakanlığı’nda bakan yardımcılığı görevini yürüten Nguyen Huy Dung, yaptığı sunum ile çevrimiçi izleyicilere Vietnam’ın 2020’de siber kötülüklere karşı ulusal düzeyde mücadele vermeye nasıl öncelik verdiğini anlattı. Bu amaç doğrultusunda, Vietnam hükümeti bakanlığın BT kurumlarına, yerel bilgi ve iletişim birimlerine, bankalara ve finans şirketlerine ve tabii ki özel BT güvenlik şirketlerine çağrıda bulundu.
Siber suçlularla savaşmak adına böyle bir yaklaşımda bulunulması benim daima savunduğum bir şey olmuştur, ancak ne yazık ki, bu doğrultuda eyleme geçildiğini nadiren görüyorum. Ancak bu yaklaşım Vietnam’da tam anlamıyla harekete geçmiş durumda, bu yüzden bu davranışı takdir etmeye ve desteğimi göstermeye devam etmek için buradayım. Bu arada, bakan yardımcısıyla 2019’un sonunda Hanoe‘de şahsen de tanışmıştım.
2020 Eylül-Aralık tarihleri arasında, Kötü Amaçlı Yazılım Araştırma ekibindeki bilim insanları (diğer özel BT güvenliği şirketlerinden uzmanlarla birlikte) Vietnamlılarla her türden tehdit verilerini paylaştı. Ayrıca, Vietnama ait IP adreslerine sahip botnet’lerin ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesinde de yoğun teknik destek sundular.
Vietnam Bilgi Güvenliği Otoritesi’nin sağladığı rakamlara göre, ülkedeki bu dört ay süren kötü amaçlı yazılımların tespit edilmesi kampanyası sonucunda 1,2 milyondan fazla bilgisayar tarandı. Taranan cihazların 400.000’inde kötü amaçlı yazılım tespit edildi! Üstelik, (10) büyük botnet’ler tarafından etkilenen Vietnam’a ait IP adreslerinin sayısı neredeyse yarı yarıya düştü. Nasıl?!
Dijitalleşme sürecinin hızlanmasına neden olan korkunç biyolojik virüse, teknolojilerin genel olarak daha yaygın biçimde kullanımına ve siber saldırılardaki artışlara rağmen, ortaya konan bu büyük ortak çaba kesinlikle meyvelerini verdi. İşte size daha fazla kanıt: Kaspersky Security Network’ün (KSN) verilerine göre, Vietnam’daki internet tabanlı tehditlerin 2020’deki sayısı 2019 seviyelerine göre %14,2; ulusal tehditler ise neredeyse üçte bir oranında düştü! Fena değil, değil mi?
Vietnam’ın koordineli şekilde yürüttüğü bu kampanya, özellikle global düzeydeki karmaşık tehditlere karşı mücadele göstermek başta olmak üzere, siber saldırılara karşı savaşırken mevcut güçlerin nasıl birleştirilebileceğinin ve kullanılması gerektiğinin mükemmel bir örneğini ortaya koyuyor. Siber suçlarla mücadele ederken özel ve kamu sektörleri arasındaki genel ve teknik bilgi alışverişi sürecini hem ulusal hem de uluslararası düzeyde iyileştirmenin yanı sıra, uzman bilgisinden faydalanmanın ve önemli kaynaklara yatırım yapmanın da önemli olduğunu unutmamak gerek.
BT güvenliği uzmanlarının global topluluklar, uluslararası kuruluşlar ve kolluk kuvvetleri kurumları ile birlikte kampanya ve soruşturmalara katılmaları gerekir. Siber güvenli bir dünya yaratabilmemiz için, karşımızda yer alan siber suç çetelerinden daha fazla seviyede etkili işbirliği yapmayı ve bir arada hareket etmeyi öğrenmemiz gerekiyor.