Siber güvenlik dünyası kalabalık bir yer gibi görünebilir. Siber güvenlik ortağı seçme konusunda birçok çözüm birbirine benziyor olabilir. Hepsi etkileyici başarı notlarına sahiptir ve yönetilen hizmet ortaklarına (MSP’ler) farklı değerler katar.
Ancak MSP’ler için yazılım iş ortakları arasında her zaman kilit farklılıklar vardır ve bu farklılıklar göz ardı edilmemelidir. Aşağıda, uzun vadede birlikte çalışıp pişman olmayacağınız siber güvenlik sağlayıcıyı seçerken size yardımcı olacak beş ipucu bulunuyor.
1. Performansa öncelik verin
Sağlayıcı seçiminizden bağımsız olarak, bir salgın veya hedefli saldırıya maruz kaldığınızda itibarınız tehlikeye düşüyor. Peki, MSP işinizin başarısını belirleyecek asıl sonuçları nasıl tahmin edebilirsiniz? Pazarlamaya gönlünüzü kaptırmayın; yılın en etkili siber güvenlik kuruluşlarının tarafsız bir listesi için bağımsız teste bakın.
Gerçi önemli bir nokta daha var: Tek bir test, pek fazla şey ifade etmez. Hangi şirketin sürekli en tepeye yükseldiğini görmek için girilen testlerin toplam sayısına ve testleri en iyi sonuçlarla bitirenlerin sayısına bakın. Bir şirketin zayıf yönlerini gizlemek için bağımsız testlerden kaçınması kötüye işarettir. En iyi sağlayıcılar ise testlere karşı hevesli yaklaşır.
2. Tek atımlık barutlara dikkat edin
Start-up’lar buna “uzmanlık” diyor olabilir ancak tehditleri durdurma yollarını sınırlamak çok tehlikeli olabilir. Herhangi bir kötü amaçlı yazılım korumasından çok daha fazlasını sunan bir sağlayıcı bulun. Fidye yazılımından kimlik avına ve gelişmiş sürekli tehditlere (APT’ler), siber suçlular şirketlere her boşluktan girmeye çalışır. Müşteriler fiziksel, mobil ve sanal ortamlarını korumak için çok yönlü korumaya ihtiyaç duyar.
Doğru siber güvenlik sağlayıcı size aslında uzun vadede zaman ve emek tasarrufu sağlayabilir. Çok yönlü bir çözümün, çözümlerden oluşan bir yama işinden ziyade tek bir sağlayıcıdan yönetilmesi daha kolaydır. Dahası, şirket içi teknolojiler birbirleriyle sorunsuz çalıştığında entegrasyonda başınızı ağrıtacak sorunlarla da karşılaşmazsınız.
3. En iyi teknik desteği alın
Teknik sorunlar kaçınılmazdır. Acil yardıma ihtiyaç duyduğunuz bir şey gerçekleştiğinde güvenebileceğiniz bir güvenlik sağlayıcıya ihtiyacınız olacaktır. Geç cevap veriyor, teknik veya insan ilişkilerinde eksiklik çekiyorlarsa siber saldırılarla, finansal kayıpla ve itibar zedelenmesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Günün her saati yerel desteği olan bir yer arayarak başlayın. Bir de ne sunduklarına ve itibarlarına dair bazı arka plan çalışmaları yapın. Örneğin, endüstride yeterince tanınıyorlar mı?
4. Kanal odaklarına bakın
Siber güvenlik MSP’leri için rekabet şiddetli olabilir, üstelik alan giderek daha da kalabalıklaşıyor. Küresel yönetilen güvenlik hizmetleri pazarının 2020 yılına kadar 29,9 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor (kaynak: Allied Marketing Services: Global Managed Security Services Market — 2013–2020). Güzel haber ise, kanal odaklı satışlar yapmayı garanti eden bir siber güvenlik kuruluşu tercih ederseniz sağlayıcınızla rekabet konusunda endişelenmeniz gerekmez.
Kanala odaklanan sağlayıcı size satacağınız bilgi, araçlar ve kaynakları sağlamak konusunda isteklidir. Sizin başarınız onların başarısıdır. Ayrıca satışları daha kolay ve daha kârlı yapan finansal teşviklerden ve diğer tekliflerden de yararlanabilmeniz olası.
5. Pazarlamanızı unutmayın
Siber güvenlik sağlayıcınız olarak hangi şirketi seçerseniz seçin, müşterilerle iletişim kurmaya devam etmeniz gerekecek. Size yardımcı olmayı garantileyen bir kuruluş bulursanız rekabette sıçrama yapabilirsiniz.
Olası sağlayıcınızın yalnızca birkaç ürün mü yoksa geniş bir pazarlama kaynağı yelpazesi mi sunduğunu öğrenin. Logo, şablon ve sunum gibi yüksek kaliteli malzemelere ihtiyacınız olacak. Ayrıca nasıl bir erişime sahip olacağınızı sormak da çok önemli: Otomatik mi, yoksa bir telefon görüşmesi yapıp beklemeniz mi gerekecek?
Artık bir planınız olduğuna göre araştırma yapmaya başlayabilirsiniz. Siber güvenlik eşinizi seçtiğinizde gerçeklere odaklanmayı ve uzun vadeli düşünmeyi sakın unutmayın.